Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Yağ enjeksiyonu (lipofilling, lipoinjection), vücudun bir bölgesinden alınan yağların ihtiyaç olan bir başka bölgeye dolgu amacı ile transfer edilmesi işlemidir. Genellikle, vücut hatlarında çeşitli nedenlerle oluşan çukurları doldurmak, yüz bölgesinde yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan çizgilerin belirginliğini azaltmak, zayıf yüzlere dolgun, estetik bir görünüm vermek veya dudakları dolgunlaştırmak için uygulanır.

Deri altındaki yağ dokusundaki zayıflık ya da eksiklik vücudun dış görünüşüne de yansır ve o bölgede estetik olmayan düzensiz bir görünüm oluşabiliyor. Yağ enjeksiyonu yöntemi ile hastanın bir bölgesinden aldığımız yağı uygun şekilde zayıf veya eksik olan başka bir bölgeye enjekte ederek daha iyi bir estetik görünüm elde etmeye çalışmaktayız.

Yağ enjeksiyonu için kullanılacak yağlar göbek, kalça, bacak gibi yağ dokusunun fazla olduğu herhangi bir yerden ihtiyacı karşılayacak miktarda, liposakşın yöntemi dediğimiz yağ emme yöntemi ile alınır.

Yağ enjeksiyonunda başarı, yağın alınış ve veriliş biçimine, yağların çeşitli işlemlerden geçirilerek aktarılmasına bağlı olarak değişmektedir.

Yağ enjeksiyonu işlemine bir ameliyat bile demek zordur.. Kolay bir işlemdir.

Alınacak yağın miktarına göre lokal yada genel anestezi uygulanabilir.

Yağ enjeksiyonu ağrılı bir işlem değildir, çok fazla ağrı hissedilmez.

Yağların aktarıldığı alanlarda ve yağların alındığı bölgelerde herhangi bir iz kalmaz.

Yağların injekte edildiği yerde hem yağların oluşturduğu şişkinlik, ödem ve morarma oluşur ve 10-15 günde de kendiliğinden düzelir.

Hastanın hastanede kalmasına gerek yoktur. İşlemden birkaç saat sonra rahatlıkla evine gidebilmektedir..

Genel olarak insanın günlük yaşantısını etkileyecek boyutlarda bir rahatsızlık vermez. İlk iki gün ödemin ve bazı alanlarda oluşabilecek morluklar nedeniyle hastaların dinlenmesinde fayda vardır.

Yağ enjeksiyonu sıklıkla yüz bölgesinde kullanılıyor. Yaşlılığa bağlı belirginleşen yüz çizgilerinin belirginliğini azaltmak için uygulanır. Yüz bölgesine yapılan bu işlem, yaşlanmayı durdurmaz, yani nedeni ortadan kaldırmaz, sadece görünümü biraz daha genç hale getirerek yaşlılığı kamufle eder.

Dudakları kalınlaştırmak, derin kırışıklıkları doldurarak yok etmek, elmacık kemiklerini dolgunlaştırmak, alt çeneyi biraz büyütmek amacı ile kullanılmaktadır.

Kazalar sonucu vücudun herhangi bir bölgesinde çöküklük oluşmuşsa,bu alan yağ ile doldurulabilmektedir.

Yine liposakşın ameliyatı olmuş ve çöküklük oluşmuş hastalarda oluşan deformiteyi düzeltmek için yağ enjeksiyonu ideal bir yöntemdir.

Yine uygun vakalarda meme büyütme amacıyla yağ enjeksiyonu yapılabilmektedir. Sonuçları itibarıyla çok tercih edilen bir yöntem değildir…Sınırlı sayıda vakada kullanılabilmektedir.

Yağ enjeksiyonu tekniğini kadın genital estetiğinde de başarıyla kullanmaktayız. Bilindiği gibi yaşlanmaya bağlı olarak dış genital bölgedeki organlarda yağ dokusu azalabilmektedir. Özellikle “mons pubis” ismi verilen kasığın hemen altındaki kıllı ve yüksek bölgede kendini gösterir. Aynı şekilde labiumlarda (dudak kısımlarında) da değişik nedenlere bağlı olarak incelme görülebilir. Bu gibi durumlarda bir miktar yağ dokusu bu alanlara enjekte edilerek dış görünüm düzeltilebilir.

Yağ enjeksiyonu işleminde en önemli problem enjekte edilen yağların bir kısmının zamanla erimesidir. İnjeksiyondan sonraki 6 ay içinde verilen yağların hemen hemen yarısı erir ve vücuttan atılır. Yani yarı yarıya fire verir. Geri kalan kısmı ise kalıcıdır. Yağların erimesi herhangi bir sağlık problemi oluşturmaz…Gerekirse tekrar yağ enjeksiyonu yapılabilir.

Yağ uygulamasında artan yağlar steril tüpler içinde uygun soğutma ortamında depolanabilir ve daha tekrar enjekte edilebilir. Tekrar yağ alma işlemi olmayacağından tercih edilebilir ancak ben tercih etmiyorum. Yağların taze olarak alınıp kullanılmasından yanayım. Taze yağ kullanmanın başarıyı artıracağına ve enfeksiyon riskini azaltacağına inanıyorum.

Instagram

Messenger

Whatsapp

Hemen Ara